![](https://www.cins.com.tr/wp-content/uploads/2023/10/sitebannercins.jpg)
Georgi Gospodinov: “Kargaşalardan ve Korkulardan Arınmak İçin Öyküler Yazarız”
Edebiyatın ve öykü yazmanın anlamı; rahatlatmak, hayat tarafından büyüsü bozulan şeylere yeniden büyü katmak, kırılanı yapıştırmak ve gerçeklikle uzlaştırmak. Kâğıt üzerine yazdığım ilk şey korkunç bir …
Mustafa Ulusoy: “Fırtınaya Yakalanan ‘Taklidî Dindarlık’-1”
Uykusuz geceleri başladı. Ya Yaratıcı yoksa? Ya insanın kafasından uydurduğu bir şeyse. Bu düşünceden dehşete kapıldı. Yaratıcı yoksa hayatın tüm cazibesi puf diye sönüyordu. Önce namazları …
Cemal Şakar: “Öykü, İnsanı Kendi Koşulları İçerisinde Anlatmaktan Giderek Uzaklaşıyor”
Sorunu sanatın, edebiyatın insansızlaşması olarak ortaya koyabiliriz. Öykü özelinde konuşacaksak günümüzde böyle bir eğilimden söz edebiliriz. İnsanı, kendi koşulları içinde, hayatın göbeğinde boğuştuğu durumlarla anlatmaktansa muhayyel …
Nabi Avcı: “Big Data, Hikmetten Bilgiye Doğru Yaşanan Düşüşün Son Noktasıdır”
Bugünkü bu kafa karışıklığını, Eliot’ın tâ o zamanlar görmüş. “Eskiden hikmet vardı; hikmeti bilginin içinde kaybettik, bilgiyi hikmet zannediyoruz. Bilgi vardı; bilgiyi de enformasyonun içinde kaybettik, …
DÜNYA KADAR
Hazırlayan: Zeynep Kantarcı The New Yorker Magazine Ayda bazen iki, bazense üç sayı yayımlayan The New Yorker’ın ocak ayında çıkardığı ikinci sayıda Julian Lucas, İsviçre’nin Bern …
Şaban Abak: “Sezai Karakoç ve Beş Fotoğrafı”
Sezai Karakoç’un neredeyse 60 yaşına kadar hemen hemen hiç fotoğrafı yayımlanmamıştır. Bununla birlikte üniversitedeki öğrencilik yıllarında ve çalışma hayatında arkadaşlarıyla çekilmiş birkaç fotoğrafı vardır. Bunları, geçtiğimiz …
Eren Safi: “Hepimizi Serinleten Gölge, Türk Şiirinin Değil, Türkçenin Gölgesidir”
Anlı şanlı şairlerimizin iktisat görüşüyle ilgili, sınıfsal veya iktisadi itirazlarıyla ilgili bir fikrimiz var mı peki? Yok. Çünkü anlamıyorlar. Para vakıflarıyla biz hangi gömleği üzerimizden çıkardık, …
İdris Mahfi Erenler: “Dîvân Edebiyatı Nereye Kaldırıldı?”
Bir tenekeci, bir kazancı, bir bekçi, bir müezzin, bir çiftçi, bir debbağ, bir dokumacı… Bunların hepsi bugün “anlaşılmaz dille yazılmış yüksek zümre edebiyatı” dediğimiz dîvân şiiri …