Yükselmek ve Yücelmek

En eski yüksek topuklu ayakkabı 10. asırdan kalma ve İran’da bulunmuş. Üstelik hanım değil erkek ayakkabılarıymış. Süvariler giyermiş.

Savaş Ş. Barkçin

Hanımların vazgeçilmez bir merakları da yüksek topuklu ayakkabılar… Çeşit çeşit… Hatta benim çocukluğumda “apartman” topuklu ayakkabı olduğunu hatırlıyorum. Hanım olsun, erkek olsun ayakkabıların çoğunda topuk vardır. Olmalıdır da… Çünkü insanın topuk boşluğunu alan bir gereç olmazsa insan ayağının tabanı gittikçe zarar görür. Bacak ağrısından tut, varise, baş ağrısına, bel fıtığından tut boyun fıtığına kadar neler neler… Ama yüksek topuklu ayakkabılar başka… Hanımlar bir üç-beş santim daha yükselmek için bu çileyi çekerler. Bütün mesele diğer hanımlardan daha uzun gözükmek veya daha uzun bir erkeğin en azından omuz hizasına ulaşabilmektir.

Yüksek topuklu ayakkabıların yeni bir icat olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. En eski yüksek topuklu ayakkabı 10. asırdan kalma ve İran’da bulunmuş. Üstelik hanım değil erkek ayakkabılarıymış. Süvariler giyermiş. Ok atarken üzengi üzerinde sabit kalmayı sağlıyormuş. Eski Çin, Hind ve Mısır’da da böyle takunya dediğimiz tarzda ayakkabılar vardı. Ama o ayakkabılar köprü gibidir. Ayakkabıyı yerden yükselten iki yatay ahşap köprü konmuştur. Bunlar boyu uzatmaktan ziyade sokaktaki çamura, pisliğe ayaklar bulaşmasın diyedir. Unutmayalım, daha bir buçuk asır evveline kadar Batı başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kanalizasyon sokakta açıktan akardı.

Yüksek topuklu erkek ayakkabıları saygınlık ve güç sembolü olduğu için 1600’lerden itibaren Avrupa’ya yayılmış. O dönemde Avrupalı aristokratlar bacaklarına uzun çoraplar ve ayaklarına da yüksek topuklu ayakkabılar giyermiş. Birinin ayakkabı topuğu ne kadar yüksekse itibarı da o kadar yüksek olurmuş. Bugün milletin saat, araba, kıyafet yarışı gibi bir şey işte… Herkes ha babam, de babam yüksek topuk yarışına girmiş. Nihayet Fransız kralı 14. Lui yüksek topukların sadece aristokrasiye mahsus olduğuna dair bir ferman çıkarmış. Sadece krala yakın olanlara kırmızı topuklu ayakkabı giyme imtiyazı tanımış. Avrupa’da yüksek topuk modası 1730’larda erkeklerden kadınlara geçmiş. Erkekler artık düz topuklu, hanımlar ise yüksek topuklu ayakkabılar giymeye başlamışlar. Amerika’da ise kovboy çizmeleri yüksek topuk dalgasına devam etmiş.

Yüksek topuklu ayakkabılara sahip olan başka bir sınıf siyasi liderlerdir. Tarihte kısa boylu lider çoktur. Büyük İskender, Napolyon, Mussolini, Atatürk, Hitler, Churchill, Lenin, Stalin… Hatta “Napolyon kompleksi” adlı bir teori bile vardır. Kısa boyluların hep başa geçmeye çalıştıklarını iddia eder. Siyasetçiler kitlelerin önünde yüksek kürsüler kullanırlar, görünmeyen taburelerin üzerlerine çıkarlar, kameraların açılarıyla oynatırlar, olmadı karşıdakileri aşağı bir yerde oturturlar ki yüksekliklerine bir halel gelmesin. Bunların dev boyutlu heykelleri yapılmıştır. İnsanları o heykellerin, koca koca devlet binalarının, o binaların içindeki uzayıp giden koridorların ve yüksek tavanlı makam odalarının önünde ezmesinin asıl sebebi güç gösterisidir. Bu tür liderlerde kendini tanrı sayma sapıklığı da zuhur eder. Bâbil kulesi, Firavun’un kulesi, Nemrud’un yapay dağı aynı eksiklik ve yetersizlik hissinden kaynaklanır. 

Devamı Cins 2022 Nisan sayısında…

Posted in Genel