Kötüsün Yıldıray

“Ben kralım demek zorunda kalan hiç kimse gerçekten kral değildir”.

“BİZ üretiriz, BİZ yazarız, BİZ zekiyiz… Ayrıca BİZ iyiyiz ama SİZ niye bu kadar kötü kalplisiniz?” sözlerini çok sık tekrar etmeleri kuşku uyandırdı, acabalar doğurdu, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürdü. Farklılığı –bir farklılık varsa tabi- bu kadar vurgulamanın hikmeti de neydi?

TURGAY BAKIRTAŞ

Emrah Serbes yazmayı bıraktı. Çünkü Türkiye’de büyük trajediler yaşanıyor. Böyle bir dünyaya roman getirmek istemeyen Serbes, bundan böyle yalnızca boks yapacağını açıkladı. Ardından bir de tehdit savurdu: “Başkanlık hayali kuranların kâbusu olacağım!” Kâbus Emrah’ın yarattığı, yirmi dört saat kafayı çekip etrafındakilere küfreden karizma abidesi “LA, BEBE, LA” Behzat komiserin de ekranlara döneceği söyleniyor. (Sürekli sarhoş gezmek, öfkeyle sağa sola küfretmek, melankoli denizinde yüzmek… Behzat tanıdığım birini çok andırıyor ama çıkaramadım.)

Serbes’in bir de gaz kapsülüne tekme atan cesur arkadaşları var. Memleketi esir alan karanlık yüzünden sabahlara kadar gözyaşı döken bu güzel insanlar, buldukları her fırsatta cühelaya insanlık öğretiyor. Eskiden böyle yapmazlardı; vasıfsız dindarlara edebiyattan, şiirden, tarihten, felsefeden, siyasetten, sinemadan bahsederlerdi. Çünkü Necip Fazıl’dan başka şair, Mustafa Kutlu dışında öykücü tanımayan dar kafalı İslamcıları eğitmeyi ancak bu vatanın müstesna entelektüelleri başarabilirdi.

Nedendir bilinmez, solun bu güzide entelektüelleri için işler ters gitti ve ortaya bir canavar çıktı. Ellerinden tuttukları, adam ettikleri Müslümanlar birer zalime dönüşmüştü, kötülükleri dayanılacak gibi değildi. Buldukları her fırsatta yedikleri kaba pislemeye başladılar.

yazının devamı Cins Dergi Ekim 2015 sayısında…

Posted in Genel