YEDİLER GÖRÜNTÜLERİ
Kader hızlı, anlaması yavaş
İstanbul’dan döneli bir buçuk sene olmuştu. Eskişehir’de ve tam yirmi yaşındaydım. Gazve kitabevinde çalışıyor, üniversite sınavının sonucunu bekliyordum. Genç, gergin ve suskun. Elim kaleme uzandı. Bir dosya kâğıdı üstünde sanki bir ölüm tecrübesi gerçekleşmişti. İlk şiirimi yazmıştım. Yazdığımı okudum ve ismini üstüne tırnak işareti içinde büyük harflerle kaydettim: “Batıda Kan Var”
HÜSEYİN ATLANSOY
Bilmiyordum.
Günler birbiri ardına gelip geçiyor ne olup ne bittiğini bilmiyordum. Ne olup bittiği hakkında bir fikrim vardı, bir sözüm vardı. Bu durum hayatı bildiğim anlamına gelmiyordu.
Söylememek çok güzeldi. Söylemek ile söylememek arasında gülümseyivermek ise muhteşemdi. Evet kabuldü. Yine yenilmiş o zamana kadar ki ritmik saymalarım, akışım yer ve zaman değiştirerek eski şehrini yine bulmuştu. Ya yenilgi ya zafer. Bu çevrim hiç terk etmiyordu beni. Olsun ne fark eder demek kolayıma geliyor ancak zoruma gidiyordu.
Hayatını kurtar deniyordu kısık sesle. Yüksek sesle hayatını kazan demenin usulleri bir bir bulunuyor ve üstümde deneniyordu. Hiç kimse derdimin ölümümü kurtarmak olabileceğini düşünmüyordu belki de.
İstanbul’dan döneli bir buçuk sene olmuştu. Eskişehir’de ve tam yirmi yaşındaydım. Gazve kitabevinde çalışıyor, üniversite sınavının sonucunu bekliyordum. Genç, gergin ve suskun.
Elim kaleme uzandı. Bir dosya kâğıdı üstünde sanki bir ölüm tecrübesi gerçekleşmişti. İlk şiirimi yazmıştım. Yazdığımı okudum ve ismini üstüne tırnak işareti içinde büyük harflerle kaydettim. “Batıda Kan Var” şimdi yönetmeninin ismini hatırlamadığım Charles Bronson’un başrolünde oynadığı bir filmin ismiydi. Yok, o filmden hareketle ya da esinlenilerek söylenmiş sözler değildi söylediklerim. Ama şiirin ismi de buydu. Ne yapacaktım? Tırnak işareti içine aldım. Bugüne kadar da ilk okuyanı dışında bu tırnak burada niye var diye soran olmadı.
Sahi ne yapacaktım. Bir iki hafta gömlek cebimde gezdirdim. 12 yaşındayken roman yazmayı düşünmüş ilk kitabımı da 1984 yılında çıkartırım demiştim içimden. Bu başkaydı.
Devamı Cins Dergi Aralık 2016 sayımızda…