Topraksız Nişantaşı Köylüsü

Ataşehir Belediyesi, Özgürlük Parkı’na diktiği Salvador Allende heykeliyle tam solculuğunu tazeleme fırsatını yakalamıştı ki, rezidans rezidans büyüyen bir devrimin ayak sesleri ‘önce o sol elini bi indir, sonra konuşuruz’ diye haykırdı.

ŞAHKURT EMİRDAĞLI

Meksika sınırı nereden geçiyor? Metrekare kira fiyatı olarak dünyanın en pahalı 25. Caddesi olan Abdi İpekçi Caddesi’nden falan mı? Sanmam. Dünya siyaset tarihi bu geçiş planına izin vermez, anlaşılabilir bir tarafı yok çünkü. Anlaşılabilir taraflarını anlatmaya çalışan İdris Küçükömer’i hayırla yâd etmenin tam sırası ‘şimdi’ ve hem de bu yazı olabilir mi, mümkün. Ama nedense sağ ve sol kavramlarını Türkiye özelinde düşünmeye nefesimiz yetmiyor bir türlü. Cemal Süreya’nın 555K sefer sayılı otobüs hattına binip ülke içerisinde ideolojik bir gezintiye çıkmasına bir anlam yükleyememek gibi. O otobüs hattı nereye gideceğini iyi bilen bir şoföre emanet edilmedi iyiki. İneceği durağı karıştıranları bir tek ‘son durak’ anlar çünkü. Duraklar arası bu seyahatin merkez şefliği hala Türkiye’dedir, hala Türkiye’dir birçok şey ve hala Türkiye kadardır o çiçek.

Türkiye bir adalar ülkesidir dediğimde meseleyi coğrafya üzerinden anlarsanız komik, sosyolojinin içinden anlarsanız ürpertici olur mesela. Siz yine de ürpermeyin, Abdi İpekçi Caddesi’ni kapsayan Nişantaşı da adalardan bir adadır. Atanamamış Parisler arasında en çok onu severiz. Hep sarışın bir ada, yüzme bilmeyen esmerleri cezbeden kafeleriyle, tüm paralel evrenlere daima aynı uzaklıkta. Lüfer olamayan çinekopların dramlarıyla da müsemma.

Kültür endüstrisi bağlamında Adorno’dan ya da kent sosyolojisini baz alarak Weber’den bir alıntı yapacaktım aslında ama hadi daha yerli bir düşünürden Gülse Birsel’den alıntılıyım size; “Nişantaşı’ndaki o küçük Avrupa havası bana hem gülünç geliyor hem de seviyorum. Üç dört caddenin sınırladığı alanda hepimiz ‘Milanolu’ rolü yapıyoruz. Kendi kendimizi kandırdığımız bir filmin dekoru. Arabayla bir buçuk dakika sonra da teneke mahallesi!” Arabayla tam bir buçuk dakika sonra Türkiye, hepiniz hoş geldiniz. Bütün sınıflar aynı hızla kirleniyordu birinciliği beyazlara verdiler.

Devamı Cins Dergi Aralık sayısında..

Posted in Genel