Bülent Yıldırım: Batılıların oyunlarını bozmak kolay; Yeter ki Müslümanlar birleşsin

Kafa karışıklığı var diyorlar, bu da doğru ancak İslam tarihine baktığımızda geçmişte öylesine karışık dönemler yaşanmış ki, tüm medeniyetimizin yok olduğu düşünülmüş. Mekke’de bitti denirken, Medine’de siyasal güç haline gelmiş.

BÜLENT YILDIRIM

Dünya Savaşı’ndan bu yana kesintisiz bir kaosun içinde dünya.

Batılılar, savaşta birbirlerini öldürdükten sonra yüzlerini Müslüman topluluklara döndürdüler. O tarihlerden bu yana -Amerika ve Rusya dâhil- onlarca Batılı ülke İslam ülkelerine saldırdı.

Peki ne istiyorlar bizden, petrol ve doğalgazımızı mı?

Yaşamakta olduklarımız enerji savaşlarıyla izah edilemeyecek kadar karmaşık görünüyor. Yaşadıklarımızın bir yandan Batılılarla ilgili olan boyutları olmakla, öte yanda bizim kendi aramızdaki problemlerden kaynaklı nedenleri de bulunuyor şüphesiz. Bana sorarsanız Batılılarla ilgili olanlar en basiti belki de.

Doğrudur silahları ile tüm Ortadoğu’ya harekata geçmiş görünenler onlar, silahları satan, satamadıklarını bizzat kendileri kullanarak insanlarımızı katleden, bunların ardından da barış görüşmelerini bizzat organize eden yine onlar.

Amaçları bizim kaynaklarımızdan ziyade, tüm küresel çapta yürüttükleri hegemonya savaşında Ortadoğu cephesini tahkim etmekten başka bir şey değil. Yani Ukrayna’daki çatışma, Afrika’daki savaşlar ve Asya’nın farklı bölgelerinde halen devam eden çekişmelerle birlikte düşündüğümüzde Batılı ülkelerin kendi aralarında küresel mücadele çok kapsamlı biçimde sürüyor.

Bölgemizle ilgili belki özellikle vurgulanması gereken konu, bu küresel rekabet içinde İsrail’in ileri bir karakol olarak burada ekstra korunma tedbirlerine ihtiyaç duymasından kaynaklanan hukuksuzlulardır.

Dediğim gibi Batılıların amaçlarını ve yöntemlerini çözümlemek çok zor değil. Bölgede yaşadıklarımızın içimizden kaynaklanan nedenleri daha karmaşık ve çözülmesi zor. Zira yaşanan çatışmalar bir iktidar ya da muhalefet savaşından ziyade, bölgemizde bin yılı aşkındır süren “iç savaş potansiyelinin” harekete geçmiş olmasıdır. Sadece Ortadoğu ile yetinmeyecek İslam dünyasının bütünlüğünü bozacak olan bu tarihsel hesaplaşma duygusu medeniyetimizi içten çökertecek bir “medeniyet içi savaşa” dönüşmek üzere.

Gelmiş olduğu boyutları itibarıyla Ortadoğu’daki savaş Beşşar’ın gidip gitmemesinden daha büyük boyutlar aldı.

Devamı Cins Dergi Ocak sayısında..