Yunus olup Tapduk’unu yutmak!

Yunus Emre’nin hakikat kitabını Tapduk Emre’den okuduğu gibi, Niyazi Mısri, Sinan Ümmi’den, Sinan Ümmi Eroğlu Nuri’den, o Vahap Ümmi’den, o ise Yiğitbaşı Marmaravi’den (ks) okumuştur. Bu şekilde evvelden ahire akar tüm aşıklar silsilesi ve her halkasıyla başı ile sonu birbirine bağlanır.

 LEYLA İPEKÇİ

Varlığın hakikati aşktır. Talipler aşkı kitaptan değil insandan öğrenir. Bir başka deyişle hakikat kitabı insandan okunur. Çünkü varlığın en kâmil hali insandır. İnsan derken, nefsinin mertebelerinde yükselerek velayet ehli olmuş mürşid-i kâmillerden bahsediyorum. Kuran’ı mushafından okuyarak hatmedenlerden ziyade, bizzat Kuran’la ikiz olanlardan… Onlar Hakkın gözü, dili, eli olmuşlardır.

Hakikat kesintisiz bir zikirse, ehli de daimi olarak mevcuttur. Bazen devir gereği arifler alenileşirler, bazen ise örtülere bürünürler. Allah’ın gizli hazinesi misali, gökkubbesinin altında, tenhalarda, içerilerde bilinmeyen nice evliyası vardır.

En güzel sûrette yaratıldığı buyrulan ve meleklerin secde ettiği Âdem; ki yeryüzü halifesidir, bize burada canlı bir mânâ açmaktadır, tarihi bir kıssadan ziyade.

Bu sebeple Kur’an’la ikiz olanlara ‘aşk sözcüsü’ muamelesi yapılamaz. Onlarla kurulan ilişki sûrete odaklı, nefsin rızasını hedefleyen kişisel veya bireysel bir ilişki değildir. Mürşid-i hakiki, talipleri kendine çekse de davet etmez. Şeriat için davet illa gerekse de hakikate davet yoktur. Yoksa ‘ben mürşidim’ diyerek insanları davet eden ve hakikate hizmet yerine kendi nefsine veya cemaatinin nefsine (menfaatine) hizmet ettiren pek çok kişi var etrafta, her zaman da oldu.

Hakikate talip olanlara Musa (as) gibi peygamber dahi olsa, bir Hızır gerekecektir. Gemiyi asasının sivri ucuyla delecek, nefsini boğacak, gizli hazineyi gösterip üzerini örtecek bir mürşid-i hakiki. Evet mürşidin eşliğinde olmazsa, insanın tek başına nefsini terbiye etmesi ve ruha dönüştürmesi mümkün değil. Bu seyr ü süluk bu manevi rehberlerle gerçekleşiyor ancak.

Tapduk Emre, Yunus’un duvarlarını Hızır’ın (as) Hz. Musa’nın gemisini deldiği gibi yıkmış ve Yunus’u yeniden inşa etmiştir. Suya batmayı göze alanlar için kıyısı yoktur artık okyanusun. O yüzden her gördüğünü Hızır bilmek, müthiş bir ipucu sunar arzularına tercüman arayanlar için.

Devamı Cins Dergi Aralık sayısında..

Posted in Genel