Souad Massi: “Seçme şansım olsaydı yaşamak istediğim şehir, İstanbul olurdu”

İnsanlar bilgiye, kültüre ve eğitime yeterli önemi vermiyorlar ya da vermeleri bir şekilde engelleniyor. Anlamsızlığında kendimizi kaybettiğimiz, materyalist bir dünyada yaşıyoruz, umarım gelecekte bu açıdan bir gelişme kaydedilebilir insanoğlu. Kendi anlamını anlamaya çabalar.

SÖYLEŞİ: YUSUF GENÇ

Dün bir arkadaşımla konu- şurken, ‘Cezayir, Camus değil Souad Massi’dir’ demiştik. Uzun yıllar oldu ayrılalı. Size Cezayir’i sorsak, neler dersiniz?

Ülkemi seviyorum. Bütün ailem, arkadaşlarım, akrabalarım orada yaşıyor. Müzik olmasaydı ülkemi terk etmezdim. Ülkem Cezayir’le olan bağlarımı bugüne kadar asla koparmadım, asla da koparmam. Yasemin çiçeklerinin ve oraların yemeklerinin kokusu hala burnumda…

Politik sorular sormazsak olmaz. Sesiniz, ‘Arap Baharı’nın ilk günlerinde özgürlük için savaşanlara ümit olmuştu. Artık 2017’deyiz. Geriye bakınca ne görüyorsunuz?

Ölen onca masum insanı düşününce, yaşananları asla “bahar” olarak değerlendiremiyorum. 2017’deyiz dediniz. İletişim araç- ları gelişti. Burada toplumların iletişimini sağlamak ve onları bir şekilde eğitmenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Haklarımızı savunmak için bilinçli olmaya ve farklı şekilde iletişim kurabilmeye ihtiyacımız var çünkü.

“Yaşarken kendi mezarları başında ağlayanlar var / Vaktinden önce yaşlananlar var” demiştiniz. Maalesef hala var. Ve bu dünya böyle döndüğü sürece de var olacak gibi…

İnsanlar bilgiye, kültüre ve eğitime yeterli önemi vermiyorlar ya da vermeleri bir şekilde engelleniyor. Anlamsızlığında kendimizi kaybettiğimiz, materyalist bir dünyada yaşıyoruz, umarım gelecekte bu açıdan bir gelişme kaydedilebilir insanoğlu. Kendi anlamını anlamaya çabalar.

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama sesinizi ilk duyduğumuz andan itibaren hiç yabancılık çekmeden dinlemeye başladık sizi. Türkiye’den bahsediyorum. Siz Türkiye’den bahsedecek olsanız ne dersiniz?

Türk dinleyicilerin tepkileri bir hayli olumluydu. Cana yakın, sıcacık bir ‘hoş geldin’le karşıladılar beni. Türk seyircisini çok seviyorum. Siz zaten biliyorsunuzdur ama yine de enteresan bir şey söyleyeyim, Türk dinleyicisinin her biri müzik konusunda birer uzman… Ve ben elbette Türkiye’de tekrar konser verdiğim için çok mutluyum!

Size biraz daha yaklaşmak için kısa hızlı sorularımız olacak bir de… Dönüp dönüp dinlediğiniz şarkılar vardır. Birini söyleseniz bize?

Her tür şarkı ve müzik, bir şarkıcı olarak kendimi ifade etmemde bana yardımcı oluyor. Müziğimde her tarzdan büyük kısımlar mevcut. Her türlü müziği dinlemeyi seviyorum. Üzgün olduğumda “Cesária Évora” ve Chopin’in bestelerini dinlerim.

Çocukluğunuzun Cezayir’inden sizde kalan en önemli iz nedir?

Müzisyen bir ailede büyüdüğüm için çok şanslıydım. Küçükken hep evdeki gitara bakıp ona dokunmanın ve onu çalmanın hayalini kurduğumu hatırlıyorum. En çok izi kalan detay bu galiba.

Müzik dışında ne var dünyada, insanlarla konuşmak için bunu yapmak isterdim diyeceğiniz?

Müzisyenlik dışında oyunculuk da yapıyorum, bir filmde rol aldım. Şarkı söylemek dışında birçok şey yapıyorum. Ayrıca dans etmeyi öğrenmeye ve daha bir sürü şeye başlamayı da istiyorum! Bu arada ev hanımlığı yapmak ve iki çocuğumu büyütmek de yeteneklerim arasında.

Pek çok şehir gördünüz. Cezayir dışında ‘burada yaşamak isterim’ dediğiniz neresi oldu?

Türkiye’yi çok seviyorum. Sanırım seçme şansım ve imkânım olsaydı yaşamak istediğim şehir İstanbul olurdu. Türkiye, başka hiçbir ülkeye benzemiyor. Hem Batı’yı hem Doğu’yu aynı anda yaşayabiliyorsunuz burada, kültürünüz bu yönden beni kendisine hayran bırakıyor.

Şairiniz kim?

Seçmek zor. Hepsi benim için çok değerli. Mesela El Mutakallimun’un Arap Dünyasında klasik haline gelmiş 10 şarkıyı yeniden yorumladığı “Sa’imtou” albümü, 6. Yüzyıl şairi Züheyr bin Ebû Sülma’nın Muallakat’ı, Ebu’l Kâsım Eş-Şâbbî’nin Arap baharıyla birlikte bütün dünyaya duyurulan “Yaşama isteği” şiiri.

Müzik ve müzisyenler dışında, Souad Massi’yi en çok etkileyen şey nedir, kimdir?

Cesária Évora’nın benim için çok özel bir yeri var. Onun müziğine hayranım. Ayrıca Cezayir’de yaşadığım sürede, Türk televizyon kanallarını izlerdim, dolayısıyla Türk müziğine ve kültürüne de oldukça aşinayım. Sizi iyi biliyorum yani.

Son olarak iki önemli meselemiz var. İlki, yeni albüm ne zaman? İkincisi sizden Türkçe bir şarkı beklediğimizi biliyorsunuz değil mi?

Yeni bir albüm üzerinde çalışıyorum. Repertuar oluşmaya baş- ladı. Hatta kaydetmeye de başladık. Umarım içime siner. Neden olmasın? Çok isterim… Belki bir gün Türkçe bir şarkı seslendirmeyi… Serkan Çağrı gibi muhteşem bir sanatçıyla çalışma fırsatı elde ettiğim için çok şanslıyım. Kendisi Klarnet Festivali’nde bana eşlik etti. Ayrıca bir müzisyen olarak konser öncesi sahne arkasında şarkılara çalışırken gösterdiği disipline de hayranım. Klarneti de çok sevdim ve bence şarkılarımla uyumu mükemmeldi.